0212 534 42 41

Ülkemizde hac ve umreci sayısında son on yıl içinde çok büyük artış görülüyor. Bu artışın sebepleri arasında ulaşım, barınma, yemek, sağlık ve güvenlik alanlarındaki teknolojik gelişmelerin sağladığı kolaylıklar ve bu işin önemini kavramış, kaliteli hizmet sunma yarışında olan firmaların varlığı önemli bir yere sahip. Kutsal topraklara hiç gidemeyenlerin önünü açmak için 2003 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı Hac İşleri Yüksek Kurulu tarafından bir kişinin hacca ikinci defa gitmesinin yasaklanması da özellikle umreye gidişi arttırdı. 
Halkımızın bu konuya bakış açısındaki zihniyet değişikliği de hac ve umreye gitme talebindeki artışta etkili rol oynuyor. Eskiden kutsal topraklara gitmek için biraz yaşlanmak, dünyadan eli eteği kesme niyetinde olmak, öncelikle bir ev araba sahibi olmak, varsa çocukları evlendirmek ya da emekli olduktan sonra gitmek gerekir gibi hepimize tanıdık gelen düşünceler önemseniyordu. Fakat şimdilerde kutsal diyarlara hac ve özellikle umre niyetiyle daha genç gitmek, hatta evlendikten hemen sonra gitmek, çocuklarla beraber ailece gitmek, ev almayı, çocukların büyümesini hatta evlenmesini beklemeden gitmek çok tercih edilir bir durum oldu. 

SEYAHAT FİRMALARI İŞİ CİDDİYE ALIYOR

Yolcuların rakamsal artışları ve yaş ortalamasının düşmesiyle beraber eğitim, kültür ve ekonomik düzeylerinde görülen bariz nitelik artışı sektördeki seyahat firmalarının konuyu daha çok ciddiye alıp hizmet kalitelerini yükseltmelerine, en iyi, güvenilir ve en çok tercih edilir firma olma gayretine girmelerine sebep oluyor. Artık inanç turizminde de firmalar  “markalaşma” eğilimi gösteriyorlar.
Ancak firma sayısındaki bu artış bazen karar verme aşamasında yolcuları zorlayabiliyor. Acaba hangisiyle yola çıkmak doğru bir karar olur? Hangi firmanın söylemleri ve eylemleri birbirini tutuyor? Hangi firmayla en iyi şekilde ibadetimizi yapabiliriz ve rahat ederiz?.. 

GEZMEYE DEĞİL İBADETE GİDİYORUZ

Hac ve umre ibadetinin ruhunu önceleyerek misafirlerine kaliteli hizmet vermeyi amaçlayan Sektöre hizmetten ziyade -hatta yalnızca- ticari amaçlarla giren şirketlerin misafirlere verdikleri zararlar telafisiz bir şekilde artıyor ne yazık ki. Bu firmaların hizmet anlayışı ibadetlerin ruhuna uymuyor dolayısıyla hac ve umrecilerimizin dini görevlerini yerine getirmelerinde gereken hassasiyeti göstermiyorlar. Bu durum ise yani ibadetlerin manevi boyutunun dışında sanki turistik seyahat gibi rutin bir hale getirilmesi firma seçiminde çok dikkatli olmayı gerekli kılıyor. Biz hacı ve umrecilerimize şunu tavsiye ediyoruz:  ‘Biz, sizleri götürürüz, lüks otellerde konaklatır, açık büfe yemekleri sunarız, siz de yer-içer, alışveriş yaparsınız’ diyen firmaları değil ‘Biz sizleri kutsal mekanlara emin bir şekilde götürür, orada rehberlerimiz eşliğinde ibadetlerinizi hakkıyla yerine getirmenize yardımcı oluruz’ mesajını veren seyahat şirketlerini tercih edin.”

FİRMALARIN GÖREV VE SORUMLULUKLAR

Yolculuk öncesinde, özellikle tercih edilen seyahat firmaları hakkında iyi-kötü bir izlenim, tecrübe her yolcunun kafasında oluşur. Bazılarının memnun kaldığı firmalardan ve organizasyonlardan bazıları aynı oranda memnun kalmayabilirler.
Firmaların aldıkları geri dönüşümde görülen çeşitliliğin fazla olmasının birçok sebebi vardır. Bunların bazıları direk firmaların yaptıkları uygulamalardaki eksik ve yanlışlardan olabileceği gibi, ulaşımdaki aksaklıklardan, otellerdeki hizmet kalitesinden, sağlıkla ilgili problemlerden ya da kutsal toprakların yönetiminden-yasalarından ve coğrafi şartlarından doğan uygulamaların yolcuya yansımasından meydana gelebilir. Özellikle son beş yıl içinde Mekke ve Medine’de yapılması planlanan imar çalışmalarının yoğun bir şekilde hayata geçirilmesi, yıkımlardan dolayı otel ve bina sayısındaki azalma konaklama işini bir hayli sıkıntıya sokuyor. İhtiyaca cevap verebilecek uygunlukta boş binanın olmayışı beraberinde farklı sorunları da getiriyor. Özellikle iki mescide de yakın yerlerdeki binaların azlığı ve çok talep edilir olması, firmaları uzak mesafeden otel tutmaya ve servisli hizmet vermeye yönlendiriyor zorunlu olarak. İstenmeyen durumların meydana gelmesinde, tercih edilen firmanın ne kadarından sorumlu olduğunun yolcu tarafından bilinmesi, firmaların yaptıkları hizmet ve uygulamalardaki bazı yanlış anlaşılmaların, yargıların ve memnuniyetsizliklerin önüne geçebilir. 
Bir firmanın aksaklıkların ne kadarından sorumlu olabileceğini de belirtmiş oluyor: 

Ulaşım: Uçaktan kaynaklanan gecikmeden (rötar), valiz-kargo kaybından, yolcuların uçaktaki koltuk yerleşiminden şirketler birinci dercede sorumlu değildir. Firmanın görevi sadece yolcu ve bagajları havaalanında havayolu şirketine teslim etmektir. Hac zamanında havaalanında yolcuları uçağa teslim ettikten sonra otele kadar firma olarak hiçbir şeye müdahale edemezsiniz. Suudi Arabistan’daki havaalanlarında, şehirlerarası transferlerde, kullanılan otobüslerin kalitesinde, otobüs saatlerinde oluşabilecek problemlerden firmalar sorumlu değildir. 

Kargo: Uçaklarda kişi başına belirtilen bagaj kilogramı sınırına mutlaka uyulması gerekiyor. Sınır aşıldığında ya fazla para ödeniyor yolcu tarafından ya da bagaj uçağa alınmıyor. Böyle bir durumla karşılaşılmaması için fazla yükü, kargo şirketleri ile yurda gönderme yolunun tercih edilmesi iyi olur.
Güvenlik: Hac, umreye göre daha yoğun olduğu için hacda kaybolma vakaları daha çok oluyor. Bu sebeple misafirlerimizin mutlaka otellerin ve oradaki görevlilerin telefon numaralarının yazılı olduğu yaka kartlarını yanlarında bulundurmaları gerekir.
 

Konaklama-Yemek: Hac ve umrede, otel ve yemekte firmalar tercih edilen seyahat programına (ekonomik, yıldızlı, kısa ya da uzun vs) göre müşterisine hizmet sunmakla yükümlüdür. Otellerin konumundan, koşullarının iyi ya da kötü olmasından, yemek kalitesinden, bunlarla ilgili ortaya çıkabilecek aksaklıklardan şirket birinci derecede sorumludur.

Sağlık: Hac ve umre sırasında sağlık hizmetleri ücretsizdir. Günün belli saatlerinde hastaneye servis uygulaması yapabilir firmalar.

DİNİ VECİBELER KONUSUNDA SIKINTI YAŞAMAMAK İÇİN 

Allah’ın misafirlerinin maneviyatını önceleyen bir firma olduğunu vurgulayarak görev ve sorumlulukları hakkında şu açıklamaları yapmak gerekir. Şirket görevlileri, hocaların ve şirketimizin hizmet standartlarını oluşturup kitapçık haline getirdik. Hizmet standartlarımızın fiziki şartların oluşturulması ve dini vecibelerin yerine getirilmesi bakımından iki boyutu var.

Birincisi; şirket görevlilerimizin en önemli vazifesi seyahat sırasında misafirlerimizin işini kolaylaştırmaktır. Türkiye’den uçakla guruplar halinde belli bir düzen içinde misafirlerimizin Suudi Arabistan’a götürülmesinden ve tekrar oradan seyahat bitiminde aynı düzen içinde anavatana geri getirilmesinden sorumludurlar. Mekke-Medine-Cidde arasındaki karayoluyla gerçekleşen ulaşımdan, şirketin programına aldığı gezilerin en güzel şekilde yapılması, hacı veya umrecilerimizin otellere yerleştirilmeleri, otellerdeki yemek, temizlik, düzen ve güvenlik organizasyonları da şirket görevlilerimizin sorumlukları arasındadır.

İkincisi ise; Diyanet İşleri Başkanlığımız’ın şirketimizde görevlendirdiği hocalarımız ile onlara takviye ve destek amaçlı şirketimizin sağladığı hocalarımız dini konularda misafirlerimizi bilgilendirecekler, ibadetlerini aslına uygun bir şekilde yapmalarına yardımcı olacaklardır.”